Berlin Köşesi (09)

Bu yılki Berlin Eleştirmenler Haftası’nın son günü ve kapanışı “Hard, Fast and Beautiful” tematik başlığını taşıyordu ve üç film şu slogan altında gösterildi: “Klişeleriyle türler arasında, müze, nouvelle vague ve dijital devrim arasında, koşullara – cinsiyetçilik, sömürgecilik ve en büyük düşman: anlatı sineması – isyan eden film karakterleri üzerine bir tartışma!”

Natalia del Mar Kašik’in “Pistoleras”, “Metamorphosis of Birds” ile tanınan Catarina Vasconcelos’un yeni filmi “Nocturne for a Forest” ve yönetmen üçlüsü Clara Winter, Miiel Ferráez ve Megan Marsh’ın uzun metrajlı filmi “Wikiriders” gösterildi.

Pistoleras western türünün çok kısa bir parodisi ve İspanyolca’daki muğlak “pistolera” kelimesini analiz ederek feminist bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor.

Nocturne for a Forest (Catarina Vasconcelos)

Diğer iki film için ise tarihi olay ve olguları son derece yaratıcı kurgularla sinemaya aktarmaya çalışan karmaşık girişimler denebilir. “Nocturne for a Forest” bizi 17. yüzyıl Portekiz’ine ve keşişlerin, Papa’nın kadınların girmesini yasakladığı bir manastır inşa ettiği pitoresk bir ormana götürüyor. Ancak Portekiz’li kadın ressam Josefa de Óbidos, Meryem’in çıplak göğsünün bebek İsa’yı emzirdiği ve manastırın en değerli sanat eseri haline gelen “Sagrada Familia” tablosunu yapıyor. Ressam, ki kadın ressamlar büyük bir istisnaydı, bu nedenle ironik bir şekilde yasak nedeniyle kendi çizdiği resmini göremedi. Vasconcelos’un filmi, bu ormanda yaşayan kadınların ruhları ile ressamın ruhu arasında zekice ve esprili bir diyalog yaratıyor. Bu büyülü ormanda her şey son derece aydınlık renklerle parlıyor ve floresan yapraklar kadınların ruhları adına konuşarak ressamın ruhunu, o zamanlar kadın düşmanı erkekler için çalıştığı için kendini haklı çıkarmaya zorluyor. İlk bakışta çok tuhaf ve yapay görünen bu durum, büyük bir mizah ve hipnotik bir görüntü ve ses dünyasıyla estetik bir şekilde sunuluyor ve böylece iptal kültürü, feminizm ve sanat tarihi hakkında neredeyse 400 yıla yayılan kurgusal bir diyaloğa olanak sağlıyor. 

“Wikiriders” ise yönetmenlerin üç alter egosunun, aşırı siyasi ve ekonomik güçleriyle Meksika’nın son 200 yıllık tarihini etkiledikleri iddia edilen gizemli bir Meksikalı ailenin izlerini bulmak için Teksas ve Meksika’da seyahat ettikleri bir yol filmi. Bu aileye mensup kişiler, etkilerini gizlemek için Meksika tarihiyle ilgili Wikipedia sayfalarından izlerini silerler. Kulağa absürd bir teori gibi gelen film aslında gerçek bir Meksika’lı aileye dayanıyor ve yönetmenlerden biri bu aileyle kişisel temas kuruyor, ancak filmde adları hayali bir isimle değiştiriyor. Siyah beyaz çekilen ve absürd, doğaçlama diyaloglara sahip “Wikiriders”, adeta Jim Jarmusch’un filmlerini anımsatıyor.

Tüm filmlerin ortak noktası, eleştirmek için gerçek tarihi olguları kurguya dönüştürmeleri ve bu kurguları ciddi siyasi ve toplumsal meseleleri mizahi bir şekilde tartışmak için kullanmaları, böylece yüzeysel bir ajitasyon olmaktan kaçınmalarıdır.

Matthias Kyska


Posted

in

by

Comments

Yorum bırakın