Neden Film Yapıyorum?

Bu korkunç soru bana sorulduğunda nasıl cevap vereceğim hakkında düşünmekten başka neredeyse hiçbir şey yapmadım. Durmadan zihnimde gezinen bu soruya sabah başka, akşam başka, kurgu masasında başka, daha önceki filmlerimin fotoğraflarına bakarken başka, muhasebecimle konuşurken başka, yıllardır birlikte çalıştığım ekibi düşünürken başka cevaplar veriyorum. Bu farklı cevapların her biri samimi ve içten ancak kendi kendime film yapma nedenlerimin daha “temel” bir şey, bir “bağlılık”, hatta bir “zorunluluk” olması gerektiğini kendime söyleyip duruyorum.

Çok iyi hatırlıyorum ilk filmimi 8 mm’lik bir kamerayla çektiğimde on iki yaşındaydım. Bir pencerenin önünde durup aşağıdaki caddeyi, arabaları ve yayaları filme almıştım. Babam beni görüp “Kameranla ne yapıyorsun?” diye sorunca “Görmüyor musun? Sokağı çekiyorum” demiştim. “Ne için?” diye sorduğunda ise bir cevap bulamamıştım. Bundan on ya da on iki yıl sonra 16 mm’lik kamera ile ilk kısa filmimi çekiyordum. Bir makara film üç dakika sürüyordu ve tüm makara bitene kadar kamerayı hareket ettirmeden pürdikkatle altıncı kattan bir kavşağı çekmeye koyulmuştum. O üç dakikanın bittiği son ana kadar geri çekilmek ya da çekimi daha erken durdurmak aklıma dahi gelmedi. Geriye dönüp bakarsam, bunun bana kutsal bir şeye veya bir âna yapacağım saygısızlık gibi görüneceğini düşünmüştüm.

Neden mi saygısızlık?

Büyük bir teorisyen olmamamın yanı sıra kitaplarda okuduğum şeyleri hatırlamama eğiliminde de olduğum için size Béla Balázs’ın beni derinden etkileyen sözlerini tam olarak söyleyemem. Ama söyleyebileceğim şu ki o sözleriyle sinemanın “her şeyi olduğu gibi gösterme” yeteneğinden (ve de sorumluluğundan) bahsediyor ve sinemanın “şeylerin varlığını kurtarabileceğini” anlatıyor.

İşte tam olarak bu.

Alıntılara Cezanne’dan “Her şey yok oluyor. Eğer bir şey görmek istiyorsanız, acele etmelisinizi” de ekleyerek  o korkunç soruya geri dönelim: Neden film yapıyorum? Çünkü… Bir şeyin olduğunu görürken onu filme alırsınız, kamera olanı görür, kaydeder ve böylece daha sonra ona tekrar bakabilirsiniz. İleride o şeyin kendisi artık orada olmayabilir ama onu hala görebilirsiniz, yani filme almakla bir nevi o şeyin veya o olayın varoluş gerçeğinin kaybolmamasına yardım etmişsinizdir. İşte bu yüzden film çekme eylemi kahramanca bir eylemdir (her zaman değil, sık sık değil, ama bazen). Kayıt tuşuna basmakla sanki bir an için görünüşler dünyasının yavaş yavaş yok oluşuna karşı dik durulur. Kamera, şeylerin trajedisine, yok olmalarına karşı bir silahtır. Neden film yaparsınız? İşte bu çok aptalca bir soru!

Wim Wenders

Nisan 1987

Çeviri: Sehrayyə Piriyeva 

*The Logic of Images: Essays and Conversations


Posted

in

by

Tags:

Comments

Yorum bırakın